Ekonomist Mustafa Sönmez, “Türkiye riski müthiş artmış bir ülke olarak artık dışarıdan da para bulamıyor. Bu anlamda diğer benzer ülkelerden de epey ayrışmış durumda. Burada dönüp dolaşıp gideceği yer sonunda IMF. Ama onun da ABD ile ilişkilere bağlı olan birçok şartı var.” dedi.
Ekonomist Mustafa Sönmez, Birgün Gazetesi’ne verdiği röportajda, ekonominin mevcut durumunu anlattı ve iktidarın IMF konusundaki kararsızlığını analiz etti.
IMF’YE BOYUN EĞMEKTEN BAŞKA ŞANSLARI YOK
AKP’nin ekonomide ne yapacağına henüz karar vermediğini söyleyen Sönmez şöyle konuştu:
“AKP’nin siyasi hedefleri, paranın çevrilmesi ve akıllı kullanılmasını engelledi. ‘Çünkü ne şartla olursa olsun ekonomi büyüsün, bu inşaatla olacaksa da inşaatla olsun; insanların gelirleri düşmesin ve bundan dolayı bir muhalefet oluşmasın’ diye düşündüler. Bunun eninde sonunda bir tıkanma getirip getirmeyeceğini çok umursamadılar.
Ama bunun tıkanacağı çok açıktı. Sen aldığın parayı tamamen iç pazara ve inşaata gömersen, döviz kazanmazsan, bu parayı geri ödeyemezsin ve çamura saplanırsın. Siyasi hedeflerin öncelik kazanması ekonomide böyle yanlışlar yaptırdı. Şimdi bunu toparlayabilmeleri çok güç. Çünkü geride gerçekten çok ciddi bir güven sorunu yaratmış durumdalar.
Bu cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, dışarıda da kabul görmedi. Hele bu YSK meselesi hepten tüy dikti. Dolayısıyla dış yatırımcılar açısından Türkiye’ye gelmek bir macera. Göstergeleri çok bozuldu ve şeffaf olmaktan uzaklaştı. Hazine’de görünen açıklar gerçek açık mı yoksa bunun çok daha ötesinde bir gerçeklik mi var, bilinmiyor.
Tabii hukuk da önemli bir mesele. Batı’nın derdi insan hakları falan değil, ‘Bizim paramız ne olacak?’ diye düşünüyorlar. ‘Türkiye’de mahkemeler doğru çalışıyor mu, biz mahkemelik olduğumuzda mülkiyet hakkımıza halel gelecek mi’ diye bakıyorlar.
Şu anda ‘risk primi’ dediğimiz önemli bir gösterge 480’lerde seyrediyor. Bu göstergede Türkiye’ye en yakın olan Güney Afrika’nın primi 200 bile değil. Yani Türkiye ciddi ölçüde ayrışmış durumda. Piyasadan bulamadığı parayı IMF’den bulup, IMF’nin şartlarına boyun eğmekten başka şansları yok.”
AKP O KADAR SIKIŞIK DURUMDA Kİ
TÜSİAD’ın hükümete yönelik uyarılar içeren son açıklamasına da değinen Sönmez, patronların mevcut ekonomi heyetine hiç güvenmediklerini söyledi:
“Başta TÜSİAD olmak üzere burjuvazinin derdi küresel sistemle kopmamak. Sistemden tekrar para akışının başlamasını istiyorlar. Hükümet bugün IMF kapısına gitse, bayram edecekler. Reçetesi ne olacaksa olsun, kendimizi emin ellere teslim ettik diye bakarlar. Çünkü burada ehil olmayan, hiç güvenmedikleri bir siyaset ve ekonomi heyeti var. Erdoğan’ın gazabından korktukları için bunu açıkça ifade edemiyorlar. Hatta yavaş yavaş AKP’nin yandaşı olan sermaye gruplarının bile bu tarz rahatsızlıkları ortaya çıkmaya başladı. Sistem yönetilemiyor artık. Yeniden piyasaların güvenini sağlayarak para akışını sağlama gibi bir gelişme de ufukta görünmediği için, başka arayışlar başlıyor.
Siyaseten AKP içerisinden alternatif bulmak, Erdoğan’ı zayıflatmak gibi. Yerel seçimle beraber CHP’nin biraz daha güç kazanmış olmasına için için seviniyorlar belki. Çünkü bu dengesizlik hali ve yönetme krizi, giderek zıvanadan çıkardı her şeyi. Bundan endişe duyuyorlar. Çünkü sermaye eninde sonunda ayakta kalmak ister.
Bu vadede hem politik hem de ekonomik olarak bir krizden geçiyor AKP. Ne ekonomik olarak taviz veriyor ne de siyasi olarak. Seçim sonuçlarını kabul etmemesi, siyaseten muhabere kaybetmeyi göze alamaması anlamına geliyor. Demek ki o kadar sıkışık. Ekonomik olarak IMF kapısına gitmemesinin nedeni de, siyaseten kaybedeceği şeylerin olduğunu düşünmesi. Dolayısıyla sürekli bir basınç altında kalıyor ve giderek daha çok hata yapıyor.”
FATURA DÖNÜP DOLAŞIP ALT SINIFA ÇIKACAK
Sönmez, IMF ile anlaşma imzalandığı takdirde olacakları ise şöyle özetledi:
“Sonuçta IMF bir anlaşma yaptığı takdirde, hem diyecek ki eğitimden, sağlıktan, sosyal harcamalardan kısın hem de enflasyonu kontrol etmek için büyümeyi düşürün. Tekrar işsizlik dalgası başlayacak. Yani IMF reçeteleri para ve maliye politikalarını daraltmak, ekonomiyi küçültmek üzerinedir. Bunun ceremesini dönüp dolaşıp alt sınıflar çeker.”